بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يَغۡشَى ٱلنَّاسَۖ هَٰذَا عَذَابٌ أَلِيمٞ ١١

İnsanları bürüyecektir. Bu; elim bir azabdır.

– İbni Kesir

رَّبَّنَا ٱكۡشِفۡ عَنَّا ٱلۡعَذَابَ إِنَّا مُؤۡمِنُونَ ١٢

Rabbımız; bu azabı bizden kaldır. Doğrusu biz, artık mü'minleriz.

– İbni Kesir

أَنَّىٰ لَهُمُ ٱلذِّكۡرَىٰ وَقَدۡ جَآءَهُمۡ رَسُولٞ مُّبِينٞ ١٣

Nerede onlarda öğüt almak? Kendilerine gerçeği açıklayan bir peygamber gelmişti.

– İbni Kesir

ثُمَّ تَوَلَّوۡاْ عَنۡهُ وَقَالُواْ مُعَلَّمٞ مَّجۡنُونٌ ١٤

Ondan yüz çevirmişler; belletilmiş delinin biri, demişlerdi

– İbni Kesir

إِنَّا كَاشِفُواْ ٱلۡعَذَابِ قَلِيلًاۚ إِنَّكُمۡ عَآئِدُونَ ١٥

Biz, az bir süre için azabı kaldıracağız. Ama siz, eski halinize döneceksiniz.

– İbni Kesir

يَوۡمَ نَبۡطِشُ ٱلۡبَطۡشَةَ ٱلۡكُبۡرَىٰٓ إِنَّا مُنتَقِمُونَ ١٦

Onları çarptıkça çarpacağımız gün; şüphesiz intikam alırız.

– İbni Kesir

۞ وَلَقَدۡ فَتَنَّا قَبۡلَهُمۡ قَوۡمَ فِرۡعَوۡنَ وَجَآءَهُمۡ رَسُولٞ كَرِيمٌ ١٧

Andolsun ki; onlardan önce Firavun kavmini de denemiştik ve onlara kerim bir peygamber gelmişti.

– İbni Kesir

أَنۡ أَدُّوٓاْ إِلَيَّ عِبَادَ ٱللَّهِۖ إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ ١٨

Allah'ın kullarını bana teslim edin. Doğrusu ben, size gönderilmiş emin bir peygamberim.

– İbni Kesir

وَأَن لَّا تَعۡلُواْ عَلَى ٱللَّهِۖ إِنِّيٓ ءَاتِيكُم بِسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٖ ١٩

Allah'a karşı yücelik taslamayın. Doğrusu ben, size açık bir burhan getirdim.

– İbni Kesir

وَإِنِّي عُذۡتُ بِرَبِّي وَرَبِّكُمۡ أَن تَرۡجُمُونِ ٢٠

Beni taşlamanızdan ötürü; benim de Rabbım, sizin de Rabbınız olana sığındım.

– İbni Kesir

وَإِن لَّمۡ تُؤۡمِنُواْ لِي فَٱعۡتَزِلُونِ ٢١

Eğer bana inanmazsanız; benden uzaklaşıp gidin.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu